Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen Diyabetes mellitus hakkında bilgi veren Özel MMT Amerikan Hastanesi Dâhiliye Uzmanı Dr. Yusuf Dürmüş, şeker hastalığının en yaygın belirtilerinin su içme isteğinde artış, çok fazla idrara çıkma, iştahta artış olmasına rağmen kilo kaybı, halsizlik, çabuk yorulma, ağız kuruluğu gibi şikâyetler olduğunu söyledi.

AVRUPA'NIN ZİRVESİNDEYİZ

 

Şeker hastalığının, vücuttaki insülin hormonunun eksik üretilmesinden kaynaklı ortaya çıktığını belirten Dr. Dürmüş, “Şeker Hastalığı; insülinin yetersiz sentezi veya üretilen insüline dokularda yeterli cevap alınamaması ile karakterize bir hastalıktır. Türkiye’de 20 yaş üstü her 7 kişiden birinin diyabet hastası olduğu bilinmektedir. Bu oranla Avrupa ülkeleri arasında zirvede yer almaktadır. Tip 1 DM genç ve zayıf hastalarda, insülin üretim eksikliği ve vücudun insüline karşı antikor oluşturması ile izlenir. Tip 2 DM ise genellikle 35 yaş üzeri, obez, aile öyküsü olan, sedanter yaşayan kişilerde görülür. Tip 2 DM belirgin daha sık görülür” dedi.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

 

Diyabet hastalarında genellikle başlangıç şikayetleri olarak su içme isteğinde artış, çok fazla idrara çıkma, iştahta artış olmasına rağmen kilo kaybı, halsizlik, çabuk yorulma, ağız kuruluğu gibi spesifik olmayan semptomlar olduğunu dile getiren Özel MMT Amerikan Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Yusuf Dürmüş, “Bazı hastalar kaşıntı, bulanık görme, inatçı enfeksiyonlar, iyileşmeyen yaralar, tekrarlayan mantar enfeksiyonları ile başvurabilir. Bu bulgularından herhangi birine sahipseniz en yakın dâhiliye uzmanına başvurulması önerilir. Diyabet tanısı çok basit yöntemlerle konulabilir. Açlık kan şekeriniz 126 üzerinde, tokluk kan şekeriniz 200 üzerinde ve üç aylık şeker ortalaması (A1c) 6,5 üzerinde ise tedavi başlanmalıdır. Tüm gebelere 24-28 haftalar arasında şeker yükleme testi yapılmalıdır” diye konuştu.

Türkiye geneli parçalı ve çok bulutlu... Doğu'da yağış var Türkiye geneli parçalı ve çok bulutlu... Doğu'da yağış var

BESLENME DÜZENİ OLUŞTURULMALI

 

Diyabet tanısı konulan her birey öncelikle beslenme düzeni oluşturması gerektiğini söyleyen Dr. Yusuf Dürmüş, “Kilo verme, haftada 3-4 gün yarım saat yürüyüş, sigarayı bırakma gibi yaşam tarzı değişikliği ile tedaviye başlanmalıdır. Yeni tanı hastaların yüzde 10-15’inde sadece bu önlemlerle diyabetin önüne geçilebilir. Bunların yeterli olmadığı hastalarda şeker hapları (oral antidiyabetik) ve insülin tedavisi ile hastalar uygun kan şekeri düzeyine düşürülür. Diyabet tedavi edilmediği takdirde ayak yaraları ve damar tutulumu nedeniyle uzuv kaybı, göz tutulumu nedeniyle katarakt ve körlük, böbrek tutulumu nedeniyle diyaliz ihtiyacı, kalp ve beyin damarlarında ilerleyici hasar nedeniyle kalp krizi ve inme, sinir uçlarının tutulumu nedeniyle ellerde ve ayaklarda yanma-uyuşma- karıncalanma- his kaybı görülebilir. Günümüzde güncel bilgiler, yeni geliştirilen tablet ve insülinler ile diyabet tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar elde edilmeye başlanmıştır. Diyabetten değil geç kalmaktan korkmalıyız. Erişkin yaştaki her bireyin yıllık kan şekeri, kolesterol ve kalp şeridi takibi yapması, sigaradan, hareketsiz yaşamdan ve obeziteden kaçınması önerilir” diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: Haber Merkezi